1. kıyasıya, öldüresiye, canını çıkartırcasına, son derece, pek çok, haddinden fazla.
    He works the people
    in his shop to death.
    sick to death of … : …'den son derece bıkmış, gına getirmiş, illâllah demiş.
    I am sick to death of your complaints: Şikâyetlerinden bıktım artık.
    sick to death of the heat: sıcaktan son derece bunalmış.
    (fashion/story) done to death: (moda/hikâye) insanı bıktıracak derecede yayılmış/tekrarlanmış.
    war to the death: ölesiye savaş, ölüm kalım savaşı.
    to be sick to death: ölüm döşeğinde olmak.
diri diri yanmak, yanarak ölmek.
tahammülü kalmamak Fiil
taşlanmak Fiil
kan kaybından ölmek Fiil, Tıp
birini ölüme mahkûm etmek Fiil
idama mahkûm
ölüme mahkûm
idama mahkum Sıfat, Hukuk
ezilerek ölme
(a) katletmek, zulmederek öldürmek, (b) hep aynı şeyi tekrarlamak.
öldürmek.
ölüme mahkûm etmek Fiil
aşırı içkiyle kendini öldürmek Fiil
ölesiye dövüşme
birini kırbaçlayarak öldürmek Fiil
bıktırmak, bir kimseye kabul ettirmeye veya onu ikna etmeye ısrarla çalışıp sonunda illâllah dedirtmek,
kabak tadı verdirmek, gına getirtmek, ısrar ede ede ilgiyi dağıtmak.
It wasn't a bad idea, but he flogged it to death.
donarak ölmek Fiil
donmak Fiil
boğdurtmak Fiil
(fazla pişirmekten) yanmış et.
birini öldürmek Fiil
idam etmek.
The prisoners were all put to death.
öldürmek, idam etmek.
birini ölüme mahkûm etmek Fiil
açlıktan ölmek Fiil
kafa ütülemek (argo) Fiil
kafese almak (argo) Fiil
çok kaygılanmak Fiil
asılarak idama mahkûm etmek Fiil
birini asılarak idama mahkûm etmek Fiil
veraset vergisine tabidir
ölüm cezasını müebbed hapse çevirmek Fiil
ölesiye dövüşmek Fiil
üçüncü şahıslara karşı ölüm veya bedeni zarar verme sorumluluğu
birine ölüm cezası vermek Fiil
birine idam cezası vermek Fiil
bir ölüm vakasını ilgili makamlara bildirmek Fiil
ölümün eşiğinde olma
ölümüne Zarf
bir mahkemeye ölüm kalım davalarına bakma yetkisi vermek Fiil
ölünceye kadar savaş
ölesiye savaş
kendini ölüme götürecek yara almış